İZODER'in süreli yayını olan İzolasyon Dergisi'nin bu ayki konuklarından biri IVKAD idi.
Genel Sekreterimiz Özlem Kurular Benli ile yapılan Söyleşinin ve Derginin tamamina aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.izoder.org.tr/upload/dergiler/izolasyon-dunyasi-60.pdf

“Kadın Yalıtım Uygulama Ekibi Kurulmasına Önderlik Ettik”
IVKAD’ın Kuruluş Amacı
İnşaat ve Kadın Derneği (İVKAD), 2009 yılında kadınların inşaat sektöründeki varlıklarını güçlendirmek, statülerini arttırmak ve inşaat sektöründe kadın istihdamının artmasına katkıda bulunmak; bu sektörde çalışan veya çalışmak isteyen kadınlar arası diyalog, iletişim, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlamak, toplumun tüm kesimlerinden kadınlarla ortak bir platformda bir araya gelip, yasalara uygun faaliyetlerde bulunmak ve çalışmalar yapmak amacıyla kurulmuştur.
Biz de ülkemizde inşaat sektöründe çalışan ve çalışmak isteyen kadınları bir araya getirip bu sektörde daha başarılı konuma gelmesinde katkımız olsun diyerek, yedi kadın mimar olarak bu derneği kurduk. Umuyoruz ki gelecek yıllarda her sektörde cinsiyet ayırımı gözetmeksizin fırsat eşitliği bu günden daha iyi olacaktır. Bizler bu konuda ilk adimi bu günden atmak ve bu yolculuğu bu sektöre emek vermiş ve emek verme yolundaki tüm kadınlarla paylaşmak istedik. İVKAD’da aslında mimar katılımcılarının fazla olmasına rağmen daha farklı kesimlerden de arkadaşlarımız var. Gün geçtikçe farklı disiplinlere de ulaşmaya başladık. Amacımız da inşaat sektöründeki tüm meslektaşlarımızla (inşaat, makine, elektrik, şehir planlama gibi diğer alanlar) ortak projeler gerçekleştirmek, birlikte dayanışma içerisinde olmak ve mesleki hedeflerimiz doğrultusunda çeşitli etkinlikler yapmak, paneller düzenlemek. Bunun dışında bu sektörde çalışmayan fakat sektörde istihdam etmesini istediğimiz, ustalık düzeyinde kadınlar da var. Eksikliğini hissettiğimiz, yurt dışındaki örneklerinden de esinlenerek bir sosyal proje olarak gerçekleştirmek istediğimiz uzun vadeli bir proje bu. İnşaat ve Kadın Derneği’nin ilk projesi, derneğin tanıtımı adına, kuruluş amacını öne çıkaran bir proje olacak, akabinde kentleşme, tarihi çevre ve istihdama dair konularla ilgili projeler hedeflemekteyiz.
Dernek, kariyer anlamında bir network desteği sunmakta, aynı zamanda sektörel bazlı eğitim ve seminer hizmetleri de vermektedir. Üyelerimizin projelere aktif katılımıyla sosyal inovasyon gerçekleştireceğimize de inanıyoruz. Daha detaylı bilgi için www.ivkad.org adresinden sitemizi ziyaret etmenizi isteriz.

Kadınların İnşaat Sektörüne Katkıları
Yarattığı katma değer ve istihdam olanaklarıyla ülke ekonomileri için çoğu zaman bir kaldıraç görevini üstlenen inşaat sektörü ayrı bir öneme sahiptir. Zira günümüzde 'inşaat', yalnızca çevrenin inşa edilmesini değil, bakım, onarım ve işletilmesine katkıda bulunan faaliyetlerin tümünü içerecek şekilde değerlendirilmektedir. İnşaat üretimi artık yalnızca yapının üretimi olarak algılanmamakta; çevreyle dost, sosyal sorumluluk taşı- yan, sosyal yaşama, toplumsal yapıya doğrudan etki eden, saydam ve sürdürülebilir üretim anlamına da gelmektedir. Sektörün yoğun etkileşim içinde olduğu alt sektörleri de şu şekilde sıralamak mümkündür: Yurtiçi müteahhitlik hizmetleri ve belgelendirme, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, teknik müşavirlik hizmetleri, gayrimenkul, finans, iş ve inşaat makineleri, in- şaat malzemeleri sanayisi. Diğer yandan inşaat malzemeleri sanayii de şu başlıklarda incelenebilir: Çimento, hazır beton, prefabrikasyon, seramik, tuğla ve kiremit, bims (ponza ve süngertaşı), alçı, kireç, gaz beton, cam, demir çelik, boru, alüminyum, ahşap, plastik, boya, doğal taşlar, yalıtım, çatı kaplama malzemeleri, ısıtma-soğutmahavalandırma, asansör, aydınlatma, mutfak ve banyo, mobilya. Kısaca özetlemeye çalıştığımız tüm alanlarda, sektör profesyonelleri olan KADINLAR aktif olarak rol almakta, aldıkları eğitim ve edindikleri tecrübeler ile inşaat sektöründe hatırı sayılır söz sahibi olmaktadır. Bunun yanında Trabzon’da kamyonlardan tuğla boşaltarak aile bütçesine katkıda bulunan 60 kadar kadın işçi, “Seramik Yer ve Duvar Karosu Kaplamacılığı Meslek Edindirme Kursu”nu başarıile tamamlayan 25 kadın kursiyer veya sosyal sorumluluk projesi kapsamında iş makinası ehliyeti almaya hak kazanan “20 Kadın Operatör" den bahsetmeden geçemeyeceğiz…
İnşaat Sektöründe Kadın İstihdamı ve Kariyeri
İnşaat sektöründe özellikle şantiyelerde KADIN olarak, azınlık olmanın verdiği zorlukları yaşıyoruz. Geldiğimiz süreçte artık bu kadar zor olmasa da ilk mezuniyet yıllarında şantiyede kadın çalışan pek tercih edilmezdi ve hatta mümkün de değildi. Genellikle geri plandaki şantiye ofislerinde görev almamız istenirdi. Meslek icabı zorlu bir sektörde çalışırken bir de anne olunduğu takdirde, şantiye hayatında var olmak ve bu mevcudiyeti sürdü- rebilmek gerçekten çok zorlu bir yol; çünkü inşaat başladığı andan itibaren 7/24 çalışan bir sistem vardır. Bir kadının haftada altı gün şantiyede çalışarak -sonuçta yedi gün çalışmıyor olsanız da en az altı gün çalışmanız bekleniyor- bu çalışma temposunu ve başta annelik olmak üzere diğer görevlerini aynı anda sürdü- rebilmesi büyük bir mücadeleyi de beraberinde getirmektedir. Erkek egemen bir sektör olan inşaat sektöründe “Şantiyeci olmak” bir tercihtir. “Anne-kadın” olarak şantiyeci olmak ise bir ayrıcalıktır. Çünkü “Kadın eli değmiş gibi” dediğimiz bir tabir vardır ve bu özellik kadınların “annelik” rolüyle de pekişince daha insancıl, daha ince düşünülmüş, daha titiz ve daha planlı işler ortaya çıkar. Bu özellikler hangi sektörden olursa olsun her kadının işine olumlu yönde yansıttığına inanıyoruz.
İnşaat Sektöründe Çalışan Kadınların Sorunları ve Çözüm Önerileri
Son yıllarda ülkemizde sadece inşaat sektöründe değil hemen hemen her sektörde çalışan kadınların sayısı hızla artmaya baş- ladı. Kadınlar, karşılaştıkları pek çok soruna rağmen, başarılarıyla iş dünyasında zirveyi zorluyorlar. Son 20 yıl içinde iş dünyasının yaşadığı belki de en büyük devrim, kadınların çok yoğun bir biçimde iş yaşamına girmesidir. Ancak, işgücü piyasasında, belli mesleklerin, toplum içinde kadınlara uygun işler olarak kabul görmemesi ve kadının bazı sektörlerde ucuz emek olarak nitelendirilmesi örneklerine rastlıyoruz. Bu durum ekonomik, sosyal ve kültürel boyutta dü- şünülebilir. Eve ekmek getirenin erkek olarak belirlendiği, ataerkil geçmişi olan toplumlarda, genel anlamda işsizlik arttıkça, cinsiyet ayırımı da kendiliğinden ortaya çıkabilmekte… Genel olarak kadın emeğine talep, erkeklere kıyasla düşüktür; ayrıca sürekliliği zayıf olup yapısal dalgalanmalara da açıktır. Bunun yanı sıra kadın işgücü daha çok; genç, ailevi sorunları asgari, tali ya da ek gelir için çalışan insanlardan oluşmaktadır. Yüklenen bu rol kadını işgücü piyasasında dezavantajlı bir konuma sokmakta, bu koşullarda kadın emeğinin, kalite ve teknolojik açılardan gelişerek yeni istihdam koşullarında rekabet etmesi zor bir hal almaktadır.
Türkiye’deki iş kollarında erkekler yönetici, kadınlar ise yardımcı konumunda bulunmaktadır. Kadının en düşük oranla çalıştıkları meslek ise, üst düzey yöneticiliktir. Kadın yöneticilerinin az olması cinsiyet ayrımcılığının eğitim alanına yansıması sonucu, eğitimde fırsat eşitliğinden kadının yararlanmamasıdır. Ayrıca, bu tür görevler daha çok nitelik gerektirmekte, daha çok zaman ve enerji istemektedir. Çalışan kadının vasıflı işlerin getirdiği bilgi ve beceriyle donatılmamış olması ve de eş, annelik gö- revlerini üstlenmesi iş gücü katılımını ve işinde yükselmesini, uzmanlaşmasını engellemektedir. Çalışma yaşamı, bir yandan kadının ekonomik özgürlüğünü ve toplumsal değerini arttırırken diğer yandan geleneksel değer ve tutumların sürmesi nedeniyle birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Dünya’nın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınların temel rolünü, anne, eş ve ev kadını olarak çizen genel görüş, kadının işgücüne katılımının sınırlarını da belirlemiştir. Çocuk büyütme ve aile sorumlulukları, kadının istihdamını ve işte yükseltilmesini engellemektedir. Pek çok kadın evlenip çocuk doğurduğu zaman işlerini kaybetmekte veya terk etmektedir. Bir süre sonra işe geri dönse de vasıf seviyesi düşük olmaktadır. Kadın ailede ve evde rol çatışması yaşamakta ve bundan ciddi olarak etkilenmektedir. Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar, doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni ve kreş ve yuva sağlanabilirliğiyle sınırlıdır. Kadının toplumda hak ettiği yeri alabilmesi, onları çalışma ya- şamında dezavantajlı konumdan çıkaracak önlemlerin alınması, erkeklerle eşit fırsatların tanınması ve geleneksel zihniyetin kı- rılması ile mümkündür. Geleneksel aile yapısının eşitlikçi ilişkilerle yenilenmesi ve kadına özgü mesleklere ilişkin yargıların ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca, eğitim alanında ve medyada da önemli değişimlere gerek vardır. Kadınların daha fazla söz sahibi olabilmelerinin yolu; eğitim, çalışma ve siyasal kararlara katılımdan geçmektedir. Kadınlar, eğitim seviyeleri ve çalışma yaşamındaki durumlarına paralel biçimde karar alma mekanizmalarında da yeterince temsil edilmelidirler.
Bunların yanı sıra;
• İşyerlerinin ihtiyaçlarına göre kadınlara yönelik olarak kısa süreli meslek kazandırma programları ve aktif istihdam tedbirleri geliştirilmelidir.
• Eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasında güçlü bağlantı kurulmalıdır.
• Yaşam boyu öğrenmeye ve kırdan kente göçenlerle genç işsizlerin eğitimlerine odaklanılmalıdır.
• Fırsat eşitliğine dönük uygulamaların geliştirilmesi için siviltoplum kesimleriyle işbirliği gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda, erkeklerin bilinçlendirilmesine yönelik eğitim de fevkalade önem taşımaktadır.
• Sivil toplum kuruluşlarının kadın istihdamındaki rolü son derece önemlidir. Ülkemizde artık her sonunun çözümünü devletten bekleme alışkanlığı terk edilmelidir.
• Kadın dernekleri dışındaki diğer sivil toplum kuruluşlarının da işbirliği ve koordinasyon içinde öngörülen ortak amaçlar doğrultusundaki faaliyetlerini artırmaları gerekmektedir. • İşyerlerinde ayrımcılığa karşı yasalar konulmalı ve uygulanmalıdır.
• Ücret eşitliği sağlanmalıdır. Ayrıca, İş Kanunu’nda kadınların çalışmasına yasak getiren maddelerin acilen değişmesi gerekiyor. Bu konuda görüşlerimizi ilgili makamlara bildirdik. Yürürlükteki yasadan dolayı, her türlü inşaat işinde sigortalı kadın çalışamıyor. Projeler gerçekleşse bile sahada kadın göremiyoruz. En azından ince işlerde bu yasak kaldırılabilir. Seramik, boya, parke, tesisat, yalıtım vs gibi ince iş imalatları için kadınların daha efektif bir performans göstereceğine inanıyoruz. Ne ironiktir ki, gazete manşetlerine bakıldığında bir taraftan yılın kadını bir duvar ustası seçilirken diğer taraftan müteahhitin biri kız kardeşini şirketinde işçi gösterdiği için yüklü cezalar alıyor bu ülkede. Sonuç olarak kadının kendini çalışma yaşamında var edebilmesi için cinsiyetçi yaklaşımın değişmesi, kadınlara yönelik eşitlikçi politikaların üretilmesi gerekiyor.
Kadın Yalıtım Uygulama Ekibi “
"Usta kadın projemiz” çerçevesinde süreç içerisinde farklı giri- şimlerimiz oldu. Seramik firmaları ve ustası kadınlarla irtibat halindeydik. Seramik duvar kaplama firmalarıyla kadın istihdamı için görüşmeler yaptık. Hatırı sayılır yapı marketlerini projemize dahil etmek için girişimlerde bulunduk. Aynı zamanda üyelerimizden biri yalıtım sektöründe firma sahibi olarak çalı- şıyordu ve projemiz kapsamında bu işin kadınlar tarafından da yapılabileceğini söyledi. Bu fikir üyelerimiz tarafından da benimsenince, genel projemizin bir parçası olarak harekete geçtik. Kadınlardan oluşan yalıtım uygulama ekibi kuruldu. Gerekli eğitimler verildi. Böylece kadın titizliği ve görselliği, yalıtım işinde de gösterildi. Yalıtım sektörüne de, günün birinde kadın elinin değebileceğini ispatladık. Yalıtım Sektörünün Geleceği Yalıtım sektörünün ülkemizde ve dünyada giderek daha önem kazandığını rahatlıkla gözlemlemek mümkün. Bundan 15-20 yıl önce ‘’yalıtım’’ kelimesini yapı kullanıcılarına yapı maliyetini artırdığını düşündükleri için çekinerek anlatılırken şimdi inanılmaz bir bilinçlenme olduğunu görüyoruz. Kullanıcılar artık yapılan uygulamanın yapı bakım masraflarını azalttığının, bina içi yaşam konforunun artırdığının kısaca insan sağlığına olan katkılarının farkındalar. Yapı müteahhitleri de artık daha bilinçli, özellikle zaman içinde oluşagelen don hasarı, nem hasarı, küflenme, bozulma, demir korozyonu gibi sorunların yalıtım sistemleri olmadan çözülemeyeceğini çok iyi biliyorlar.
Bunun yanı sıra, yalıtım sektörü hem son tüketicinin artan talebi hem de inşaat sektörünün büyümesine paralel bir gelişim gösteriyor. Bununla birlikte maalesef ciddi bir mevzuat eksikliği olduğu da görülüyor. İnşaat sektörü büyüyor, binlerce yeni bina yapılıyor ama yönetmelik ve standartlarımız hala eski. Var olanların da tam uygulandığı söylenemez. Piyasadaki kalite denetim ve gözetimindeki eksiklikler nedeniyle standartların altında çok malzeme bulunuyor. Dileğimiz, tüm üreticilerin belli bir bilinçle standartlara uygun ürünler üretebiliyor olması. Yalıtım uygulamacılarının belirli bir eğitimden geçerek sertifika almalarının akabinde, bilinçli olarak uygulama yapılmasını arzu ediyoruz. Bilindiği üzere yalıtım malzemeleri her daim geliş- mekte. Sağlıklı yalıtım ancak bilinçli uygulamacı ile yapılabilir. Isı, ses, su ve yangın olmak üzere, yalıtım sektörü gelişiyor ama sağ- lıklı bir gelişim herkesin faydasına olur. Sadece müşterilerin değil, üreticilerin, kontrol mekanizmalarının ve uygulamacıların da sektörün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlaması gerekiyor. Bu konuda herkese görev düşüyor: Üreticiler en doğru ürünleri pazara sunmalı, kamu kuruluşları doğru standartları hazırlamalı, uygulayıcılar doğru uygulamalar yapmalı ve denetimler eksiksiz sürdürülmeli. İnşaat firmaları da doğru ve kaliteli sistemleri seçmelidir. Sürdürülebilir bir gelecek için doğa ve insan dostu, nakliye ve stoklama açısından kolaylıklar sunan, daha az karbon salımı ile çevrenin korunmasına katkıda bulunan, uygulamanın daha hızlı ve kolay olması ile işçilik ve zamandan da tasarruf sağlayan daha yenilikçi, daha üstün performanslı, son kullanıcıya artı avantajlar sağlayan yeni ürünler ile sağlıklı, kalıcı çözümler diliyoruz.
Bu sayınızda Kadın Gözüyle Yalıtım konusunu seçtiğiniz ve İVKAD’a yer verdiğiniz için çok teşekkür eder, derginize nice başarılı yayınlar dileriz.
Derginin tamami icin ;
http://www.izoder.org.tr/upload/dergiler/izolasyon-dunyasi-60.jpg